CEZA DAVASINDA DAVAYA KATILMA
- Avukat Büşra Yıldız

- 14 Kas
- 2 dakikada okunur
KAMU DAVASINA KATILMA NEDİR? KAMU DAVASINA KATILMA KARARININ ÖNEMİ NEDİR?
Kamu davasına katılma, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 237 ve 243. maddeleri arasında düzenlenmiştir.
CMK'nın 237. maddesinde "Mağdur, suçtan zarar gören gerçek ve tüzel kişiler ile malen sorumlu olanlar, ilk derece mahkemesindeki kovuşturma evresinin her aşamasında hüküm verilinceye kadar şikâyetçi olduklarını bildirerek kamu davasına katılabilirler." denilerek davaya katılmanın sanıktan şikayetçi olma şartına bağlı olduğu ve yalnızca dava henüz ilk derece mahkemesinde ve karar verilmeden önce mümkün olduğu belirtilmiştir. Dolayısıyla yerel mahkemede katılma talebinde bulunmayanların dosya istinaf ve temyiz kanun yolları ile incelemeye gönderildikten sonra davaya katılma hakları bulunmamaktadır. Ancak ilk derece mahkemesinde katılma talebinde bulunulmuş olmasına rağmen bu konuda bir karar verilmemiş yahut talep reddedilmiş ise o halde bu durum kanun yollarında ileri sürülebilinecektir.
Davaya katılma duruşmada hakimin şikayetçi olunması sonrasında sorması ile sözlü beyanın duruşma zaptına yazılması ya da mahkemeye bir dilekçe verilmesi ile yapılabilir.
Davaya katılma talebinin kabul edilmesi için, talepte bulunanın mağdur ya da suçtan zarar gören olması gerekmektedir. Tüzel kişilerin şahsi kişilikleri bulunmadığından bu durumda malen sorumlu olan kimseler tüzel kişilik adına davaya katılma talebinde bulunabilirler.
CMK'nın 239. maddesi ile katılanın hakları düzenlenmiş olup, kanun metninde "Mağdur veya suçtan zarar gören davaya katıldığında, cinsel saldırı, çocukların cinsel istismarı veya ısrarlı takip suçları ile kadına karşı işlenen kasten yaralama, işkence veya eziyet suçlarında ve alt sınırı beş yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçlarda, baro tarafından kendisine avukat görevlendirilmesini isteyebilir." denmiştir. Bu halde, katılma talebinin kabulü halinde, mağdur ya da suçtan zarar görene haklarının daha iyi savunulması için talep etmesi halinde bir avukat görevlendirilebilecektir.
Ayrıca ve en önemlisi ilk derece mahkemesinde yapılan yargılama neticesinde verilen karara karşı katılan CMK'nın 242. maddesi gereğince Cumhuriyet savcısına bağlı olmaksızın kanun yoluna başvurabilecektir. Dolayısıyla ilk derece mahkemesinde dava görülmekte iken katılma talebinde bulunmayan mağdur ya da suçtan zarar görenlerin verilen karara karşı istinaf ve temyiz kanun yollarına başvurma hakları bulunmamaktadır. Yani hüküm istedikleri şekilde verilememiş ise, davaya katılma talebinde bulunmayanlar, artık bu hükme karşı kanun yollarına başvuramayacaklardır.
Her olayın kendi içerisinde değerlendirilmesi önemlidir. Yukarıdaki bilgiler, genel bilgilendirme amaçlı olup hukuki tavsiye niteliğinde değildir. Hak kaybı yaşanmaması için avukat yardımından yararlanılmasını öneririz. İletişim bilgilerimize Anasayfadan ulaşabilirsiniz.






Yorumlar